masada kalan düğümlenmiş öykü
hep kırgın şarkılar, kırgın şarkılar
dışarıda ne var, kuşanıp çıktı
can sıkıntısını gezdiren adamlar
hayat güzel mi dedin, eyvallah
cemre düşer, fen bilgisi şaşırır
kekik kokulu çocuklara sormalı
nasıl da çalışırmış mübarek toprak
Murat Soyak
2011-09-05
GÖÇ
EYLÜL
yitik sevdalar hatırası eylül
yorgun yapraklarda yenilgi
dalımızı delice kıran rüzgâr
yüküm hüzündür, yol verin
küllerimden doğrulan şiir
saldırır dünya, işi bu
muhkem olaydı kaleler
güzleyin harf harf yaralı
savrulduğumuz söylenmekte
yaza yaza kırılır mı düşler
neyleyim, sarardı bahçemiz
gayrı çekilin der evinize
Murat Soyak
2011-04-25
KIŞIN HALLERİ
1
kar aydınlığında niğde
işte bir çığır
eve doğru
ışık ışık
amele pazarında
tir tir titreyen babam
‘rahmet yağıyor’ der
umut tükenmez
oğul oğul üşüme
yaklaş ateşe
mahzun bakışın
yürek yarası
2
kır bağlarında iki göz evimiz
bütün zenginliğimiz
uzakları yakın eyleyen
annemin anlattığı masal
kar yağıyor, kar yağıyor
varsın, üşüsün ellerimiz
dünyalar bizim şimdi
tarif edilmez sevinç
cümle güzelliğin yurdu
dünyanın tenhasında
kara ağacı dost bilmiş
ah, o iki göz evimiz
3
kış günü
okul dönüşü
bata çıka güle oynaya
göğe yükselen sesler
bir yakınımız gibi
kardan adam
ne dert ne tasa
sokaklar bizim
kar ve melekler
bembeyaz dağ taş
buz kesmiş yeryüzü
nerede şimdi kuşlar
4
hayat bilgisi kitabında
bir başka açıdan kış
iple oynayan kedicik
şöminede kızıl odun
soğuk işlemez ki
heyhat, yıkım günleri
evsizler, kimsesizler
gazetede renkli haber
okuyup da geçiyor
yağ bağlamış yüreği
5
niğde kalesinde bir garip
baharı gözleyen bir garip
halden anlamaz duvarlar
onlar ki ölümcül uykuda
cemreler düşecek elbet
kara kışa karşı sevdamız
birce duyuş, ateş yalımı
Murat Soyak
kar aydınlığında niğde
işte bir çığır
eve doğru
ışık ışık
amele pazarında
tir tir titreyen babam
‘rahmet yağıyor’ der
umut tükenmez
oğul oğul üşüme
yaklaş ateşe
mahzun bakışın
yürek yarası
2
kır bağlarında iki göz evimiz
bütün zenginliğimiz
uzakları yakın eyleyen
annemin anlattığı masal
kar yağıyor, kar yağıyor
varsın, üşüsün ellerimiz
dünyalar bizim şimdi
tarif edilmez sevinç
cümle güzelliğin yurdu
dünyanın tenhasında
kara ağacı dost bilmiş
ah, o iki göz evimiz
3
kış günü
okul dönüşü
bata çıka güle oynaya
göğe yükselen sesler
bir yakınımız gibi
kardan adam
ne dert ne tasa
sokaklar bizim
kar ve melekler
bembeyaz dağ taş
buz kesmiş yeryüzü
nerede şimdi kuşlar
4
hayat bilgisi kitabında
bir başka açıdan kış
iple oynayan kedicik
şöminede kızıl odun
soğuk işlemez ki
heyhat, yıkım günleri
evsizler, kimsesizler
gazetede renkli haber
okuyup da geçiyor
yağ bağlamış yüreği
5
niğde kalesinde bir garip
baharı gözleyen bir garip
halden anlamaz duvarlar
onlar ki ölümcül uykuda
cemreler düşecek elbet
kara kışa karşı sevdamız
birce duyuş, ateş yalımı
Murat Soyak
ŞAİR
otel odasında yalnızlık saatleri
duman duman efkâr
ağır akşam, yarayı dağlayan
ses vermez dört duvar
bir arayış kitaplar arasında
ne söyler sarı, solgun resimler
geçmiş zaman izleri, uzak hatıra
mısra mısra yazılmış keder
muhabbet meclisi dağılınca
tenha ayna, mahzun bakış, perde
başlar muhasebe, ölüm dirim
şiir sığınak, hayâller içinde
gümrah sarmaşık, güle vurgun
yeniden doğuş küllerinden
gurbet derin sızı, eve hasret
sefer hazırlığı gün ağarırken
Murat Soyak
duman duman efkâr
ağır akşam, yarayı dağlayan
ses vermez dört duvar
bir arayış kitaplar arasında
ne söyler sarı, solgun resimler
geçmiş zaman izleri, uzak hatıra
mısra mısra yazılmış keder
muhabbet meclisi dağılınca
tenha ayna, mahzun bakış, perde
başlar muhasebe, ölüm dirim
şiir sığınak, hayâller içinde
gümrah sarmaşık, güle vurgun
yeniden doğuş küllerinden
gurbet derin sızı, eve hasret
sefer hazırlığı gün ağarırken
Murat Soyak
RAHŞ
görkemli duruşun cenk hatırası
akın akın şahlanan korkusuzluk
dağa, kuşa, ırmağa komşu eyleyen
yola yazgılı, bir muştulu haber
gözlerindeki o kıvılcımı gördüm
karanlığı delip geçen bir hızla
toprağın sesi sende mi yankılanır
çevikliğin söylenir bütün dillerde
gövdendeki denizde ipek dalgalar
zülfikar ile yoldaşlığın bildirilmiş
derin vadilerin uğultusu çizgi çizgi
inişler, çıkışlar ve ufuklar ötesi
alnında şavkıyan yeni gül akı
kavga günü gelip çattığında durulmaz
çiçeklense de badem dalları ey
durulmaz gayrı dört nala bir koşu
Murat Soyak
akın akın şahlanan korkusuzluk
dağa, kuşa, ırmağa komşu eyleyen
yola yazgılı, bir muştulu haber
gözlerindeki o kıvılcımı gördüm
karanlığı delip geçen bir hızla
toprağın sesi sende mi yankılanır
çevikliğin söylenir bütün dillerde
gövdendeki denizde ipek dalgalar
zülfikar ile yoldaşlığın bildirilmiş
derin vadilerin uğultusu çizgi çizgi
inişler, çıkışlar ve ufuklar ötesi
alnında şavkıyan yeni gül akı
kavga günü gelip çattığında durulmaz
çiçeklense de badem dalları ey
durulmaz gayrı dört nala bir koşu
Murat Soyak
2011-03-20
UMUT VAR
YARALI
AĞIT
MAZLUM
DİRENİŞ TAŞI
YAŞAMAK
kalemin kırıldığı dem
ağıtlar içre saklı tarih
bir ömür uzun, ince yürüyüş
ırmaklar gibi hikâyesi
ağacı ayakta tutan kökler
dal yaprak öze bağlı
göresi gelmiş kardeşlerini
yeniden bahçe düşü
dar zamandan sonsuza akış
bizi ayakta tutan umut değil mi
kapılar açan, köprüler kuran
baharı düşün, badem çiçeklerini
Murat Soyak
ağıtlar içre saklı tarih
bir ömür uzun, ince yürüyüş
ırmaklar gibi hikâyesi
ağacı ayakta tutan kökler
dal yaprak öze bağlı
göresi gelmiş kardeşlerini
yeniden bahçe düşü
dar zamandan sonsuza akış
bizi ayakta tutan umut değil mi
kapılar açan, köprüler kuran
baharı düşün, badem çiçeklerini
Murat Soyak
KINALI KEKLİK
BABALAR VE OĞULLAR
-koşmayacaksın
baba bir koşayım da gör
kuşlar yoldaşım olsun
-susacaksın
baba gözlerimle de konuşurum ama
susmak içimde zehir
-kırmayacaksın
baba elimden düştü bardak
oyuncaklarım kırılıyor elimde değil
-dökmeyeceksin
baba oldu bir kere kurur şimdi
güneşi çağırıyorum
âh, bir kardeşim anlıyor beni !..
Murat Soyak
baba bir koşayım da gör
kuşlar yoldaşım olsun
-susacaksın
baba gözlerimle de konuşurum ama
susmak içimde zehir
-kırmayacaksın
baba elimden düştü bardak
oyuncaklarım kırılıyor elimde değil
-dökmeyeceksin
baba oldu bir kere kurur şimdi
güneşi çağırıyorum
âh, bir kardeşim anlıyor beni !..
Murat Soyak
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)